Okumuş cahillerin gölgesinde Alevilik.
Okumuş cahillerin gölgesinde Alevilik.
Aleviler yüzyıllardır sadece inançlarından dolayı değil, bu inancı anlamak yerine kendi kalıplarına sıkıştırmaya çalışan zihinlerin baskısıyla da sınandılar. Bu baskının en görünmez ama en etkili olanı ise, bilgiyi bilinçle buluşturamayanlar diplomasını, statüsünü veya sözde entelektüel birikimini önyargılarını meşrulaştırmak için kullanan okumuş cahillerden gelmiştir. Diğer bir deyimle Alevilerin yaşadığı pek çok sıkıntı, halktan değil, kendini aydın sınıfına ait gören ancak toplumsal gerçekliği yaşamaktan ve anlamaktan uzak olan kişilerden gelmiştir.
Aleviler, tarih boyunca sadece fiziksel değil, aynı zamanda sessiz ve çoğu zaman fark edilmeyen zihinsel baskılara maruz kalmışlardır. Bugün tartışmamız gereken, eğitim ile gerçek bilgelik arasındaki uçurumdur. Çünkü Alevilere yönelik bu baskıların kaynağı cehalet değil, yanlış inşa edilmiş bilgi ve önyargılardır. Toplumda “okumuş cahiller” olarak adlandırabileceğimiz kişiler, bilginin yanlış yorumlanmasıyla hem kültürel mirası gölgelemiş hem de Alevilerin kimliğini görünmez kılmıştır.
Dolayısıyla tarih boyunca sürekli ötekileştirilen, kimlikleri çeşitli politik ve sosyal baskılar altında şekillendirilen bir Alevi toplumu söz konusudur. “Okumuş cahillerin gölgesinde” ifadesi, aslında toplumda bilgiye sahip olanlar kadar, bilgiyi yanlış yönlendirenlerin de etkili olabileceğini hatırlatıyor.
Aleviler, tarih boyunca sadece inançları nedeniyle değil, aynı zamanda özgür düşünce ve eşitlik arayışlarıyla da toplum içinde çoğu zaman dışlanmış ve yanlış anlaşılmıştır. Bilginin, eğitimin ve güç dengelerinin nasıl manipüle edilebildiğini anlamadan bu deneyimi kavramak elbetteki zordur.
Okumuş cahiller yani bilgiye sahip gibi görünen ama aslında ön yargılarla hareket eden kişiler, bazen Alevi toplumunun ötekileştirilmesine ve kültürel değerlerinin göz ardı edilmesine sebep olmuşlardır.
Oysa Alevilik, tarih boyunca barış, hoşgörü ve eşitlik temelinde bir kültür ve yaşam biçimi geliştirmiştir. Cem ritüellerinden, İnanç önderliği sistemine kadar Alevi toplumu, kendi öz bilgeliğini nesiller boyu aktarmış ve korumuştur. Ancak, bu bilgeliğin görünürlüğü, çoğu zaman dışarıdan “okumuş cahiller” tarafından yanlış yorumlanmış ve gölgede bırakılmıştır.
Bugün, amacımız yalnızca Alevi kimliğini anlamak değil; aynı zamanda toplumun farklı kesimlerinde bilgiye dayalı diyaloglar kurmak, önyargıları kırmak ve herkes için eşitlikçi bir toplum inşa etmektir. Unutmayalım ki bilgi, yanlış yönlendirilmediği sürece toplumu aydınlatan bir güçtür. Ancak bilgi, hoşgörü ve anlayışla birleştiğinde, tarih boyunca gölgede kalmış topluluklar hak ettikleri ışığı bulabilirler.
Sonuç itibariyle Aleviler bugün hala kimlik, ibadet özgürlüğü, temsil ve eşitlik konusunda çeşitli zorluklarla karşılaşıyor. Bu zorlukların bir bölümü, sadece yanlış politikaların değildir yanlış bilgi üreten ve bu bilgiyi toplumsal hiyerarşiye dönüştüren zihniyetin sonucudur.
Bu nedenle sorun yalnızca Alevilerin sorunu değil, eğitimle bilinç arasındaki bağın kopuk olduğu tüm toplumların ortak sorunudur. Gerçek çözüm ise Diplomayı değil bilgeliği, bilgiyi değil vicdanı, unvanı değil insanlığı esas alan bir anlayışa sahip olmaktır.
Ehli Beyt yazarı ve Seyyid Seyfeddin Ocağı evlatlarından,
=Seyyid Hakkı Azak=
Seyyid Hakkı, Sosyal medya takip hesaplarımız…
YouTube, Hakk Dergahı TV-Seyyid Hakkı kanalımız: https://www.youtube.com/user/YediDeryaSohbeti62
Facebook, Hakk Dergahı muhabbet grubumuz: https://www.facebook.com/groups/244039227002241
Fcebook, Hakk Dergahı Ilim Irşad sayfamız; https://www.facebook.com/profile.php?id=100057353323519
WEB sayfamız, Alevilikte Inanç-Seyyid Hakkı Azak; https://www.alevilikte-inanc.de/
Facebook, Seyyid Hakkı Azak özel sayfamız; https://www.facebook.com/profile.php?id=61570018628168