Mezhep nedir?
Mezhep nedir?
Mezhep kelimesi Arapça kökenlidir ve Türkçe’si de; Takip edilen, görüş, Allah’a ulaştıran yol, manalara gelir. Işin gerçek yönü ise: Mezhepler tarihi Hz.Muhammed dolayısıyla Hz.Ali zamanında zaten yoktu. Yani, Islam dini’ni anlatmak için başka bir yardımcı yola ihtiyac yoktu çünkü bu görevi Islam dini’nin kurucusu Hz.Muhammed ve öğreticisi, savunucusu Hz.Ali vardı. Mezhepler tarihi Hz.Muhammed Mustafa’nın 632 yılında dünyasını değiştirmesiyle başladı.
Gördüğümüz gibi Islam inancında mezhep diye bir olay yoktur. Islam inancında mezhep olmadığı gibi Alevilerinde mezhep diye bir sorunları yoktur.. Aleviler bir zamanlar “Imam Cafer-i Sadık mezhebi”ndeniz diyerek kendilerini ifade etmişler. Bunun nedeni veya sebebi tarihten kaynaklanmaktadır.. Osmalı döneminde Seyyidlere(dedelere) çikarılan ölüm fetvaları (bu fetvalarda seyyidlerin görüldüğü yerde öldürülmeleri emredilmiştir buna uymayanlar ayni cezaya maruz kalıyorlardı) sonucu verilmiş isimdir.. Bu ismi seçmelerinin nedeni ise; Dede isminin manası: olgun, kamil, arif, sözü para eden, lafini dinleten kişidir.. Bu fetvalardan kurtulmak için bu ismi kullanmışlardır. Dolayısıyla seyyidlik ismi gibi “Alevi” sözcüğü de yasaklanmıştı. O zamanlar türkiyenin bünyesinde Emevi Arap örf adet ve kültürüne dayali dört mezhep söz konusuydu. Bu mezhepler; Hanifi, Hambali, Şafii ve Maliki dirler. Türkiye çoğrafyasına hakim olan mezhep Hanefi mezhebidir..
Alevi yol erenleri, Muhammed Ali Islamını yaymada kararlıydılar. Alevilik dini yerine “Imam cafer Sadık Mezhebi” olarak kendini adlandırdılar. Bunun nedeni çok basitti. Çünkü bu dört mezhep sahipleri(Hanifi, Hambali, Şafii ve Maliki ) dördü de Imam Cafer Sadık öğrencileri idiler.. Böylece Aleviler bugüne kadar “Imam Cafer Sadık Mezhebi” olarak kendilerini ifade ettiler... Günümüzde, gelinen noktada kendilerini bir mezhep olarak değil, “Alevi din” mensupları olarak kendilerini ifade etmektedirler ve doğru olanda budur..
Ulu ozanlardan Kul Nesimi Alevilerin, mezhep değil yolunun olduğunu net bir dille açıklamıştır...
Sorma be birader mezhebimizi
Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır
Çağırma meclis-i riyaya bizi
Biz şerbet içmeyiz dolumuz vardır
Bizim söyleyecek sözümüz vardır
Biz müftü bilmeyiz fetva bilmeyiz
Kıl ü kal bilmeyiz ifta bilmeyiz
Hakikat bahsinde hata bilmeyiz
Şah-ı Merdan gibi ulumuz vardır
Bizim söyleyecek sözümüz vardır
Bizlerden bekleme züht ü ibadet
Tutmuşuz evvelden rah-ı selamet
Tevella olmaktır bize alamet
Sanma ki sağımız solumuz vardır
Bizim söyleyecek sözümüz vardır
Ey zahit surete tapma hakkı bul
Şah-ı velayete olmuşuz hep kul
Hakikat şehrinden geçer bize yol
Başka şey bilmeyiz Ali'miz vardır
Bizim söyleyecek sözümüz vardır
Nesimi esrarı fas etme sakın
Ne bilsin ham ervah likasın hakkın
Hakkı bilmeyene Hak olmaz yakın
Bizim Hak katında elimiz vardır
Bizim söyleyecek sözümüz vardır
Aleviler imam Cafer Sadık „mezhebi“ ndeyiz yerine, „Muhammed Ali Yolu“ndayız diyeceklerdir.
=Seyyid Hakkı=