44- EK: 4
EK: 4
KURBANLA İLGİLİ ÖRNEK DÜVAZİMÂMLAR
- 1 -
Gelin hey erenler Meydan açalım
Hakk aşkına dâra duran kurbana
Aşk ile, şevk ile gülbank çekelim
Hakk aşkına dâra duran kurbana.
Âyin-i cem olalım, Hakk’ı bulalım
Kırklar Meydanına kurban salalım
Allah Allah deyip tekbîr alalım
Hakk aşkına dâra duran kurbana.
Hak, Muhammed, Ali, Hasan, Hüseyin
Zeynel Âbidîn’dir kurbanın cânı
Muhîbler, mürşîdler açın Meydanı
Hakk aşkına dâra duran kurbana.
İmâm Bâkır hem Câfer’e varalım
Kâzım Mûsa, Rızâ’yı candan sevelim
Din yolunda hem salavat verelim
Hakk aşkına dâra duran kurbana.
Takî, Nakî, Askerî’ye erelim
Muhammed Mehdî’ye yüzler sürelim
Râbiâ der Allah Allah diyelim
Hakk aşkına dâra duran kurbana.
- 2 -
Akıl ermez Yaradan’ın sırrına
Muhammed, Ali’ye geldi bu kurban
Kurban olam kuduretin nûruna
Hasan, Hüseyin’e geldi bu kurban.
Ol İmâm Zeynel’in destinde idi
Muhammed Bâkır’ın dostunda idi
Câfer-i Sâdık’ın postunda idi
Kâzım Mûsâ, Rızâ’ya geldi bu kurban.
Muhammed Takî’nin sırrında idi
Aliyyü’n-Nakî’nin nûrunda idi
Hasan Askerî’nin dârında idi
Muhammed Mehdî’ye indi bu kurban.
Aslı Şâh-ı Merdân Gürûh-i Nâci
Hakîkate bağlı bu yolun ucu
Senede bir kurban tâlibin borcu
Gâziler aşkına geldi bu kurban.
Şerîatten tarîkata geleler
Mârifetten hakîkate ereler
Derisini ırahbere vereler
Erenler aşkına geldi bu kurban.
Tarîkattan mârifete geleler
Muhammed, Ali’nin yüzün göreler
Cennet-i âlâya hülle sereler
Kırklar urfânına geldi bu kurban.
Eydür Şâh Hatâyî’m bilir mi her can
Boynuzu tesbîhdir, kanı da mercan
Kurbanın üstüne yürüdü erkân
Onik’imâmlara geldi bu kurban.
- 3 -
Kurbanlık koçtur geldi Meydana
Önünce delîl-i Cebrâil diye
Haberini aldım gül yüzlü koçun
Canım Hakk’a kurban İsmail diye.
Kurbanı dört kimse yerinden ala
Getirip Meydana nazarın kıla
Zâkirin zikridir üç düvaz imâm
Tekbîrini aldı gerçek er diye.
Hesâbını bil de hizmetini gör
Okundu tekbîri bıçağını vur
Boğazla keşküle kanın eyle sır
Zira Hakk sırdadır, canda sır diye.
Postundan arala, getir Meydana
Ali, Hasan, Hüseyn bir temam câna
Zeynel, Bâkır ile girdi kazana
Kaynadı kürede oldu hâl diye.
Câfer’in ilm-i hikmet kitâbın okun
Bülbül olup dost bağında şakın
Yağını irfanda bir delîl yakın
Mü’mînler arzusu şavk-ı nûr diye.
Kırklar Meydanında döner pervâne
Mûsâ Kâzım da bir tamam câna
Rızâ lokmasıdır geldi Meydana
Dört kapısı tekmil olan yer diye.
Muhammed Takî’dir lokmayı sunan
Aliyyü’l-Nakî’dir nûş edip kanan
Hasan Askerî’den nihâna gelen
Mehdî şu cihânda oldu sır diye.
Taksîm vardır bu kurbanın aşında
Hesâb bunun yüreğinde, döşünde
Ehl-i irfân cem oldular başında
Çağrışır zâkirler bâde sun diye.
Şâh Hatâyî’m içtim aşkın dolusun
Doluyu sunan da pîrim Ali’sin
Rehbere armağan edin derisin
Kamber’in sunduğu sofra ser diye.(*)
HAZIRLAYAN:
ÇUBUK YÖRESİNDE ERKAN
Alper ÇAĞLAYAN
Ankara-2002