Alevilikte Inanç - Seyyid Hakkı sayfamızı önerelim ve yönlendirelim. Seyyid Hakkı, 1965 Dersim doğumlu ve Ehli Beyt yazarı, Seyyid Seyfettin Ocağı evlatlarındandır. Aşk ile Canlar...
Seyyid Hakkı
Seyyid Seyfeddin Ocağı

Alevi ocakları-Önsöz


Alevi ocakları-Önsöz

Anadolu,da Hz.Muhammed ve Hz.Ali soyundan geldiğini iddia eden bir çok ocak var. Bunların çoğu gerçekten bu soydan gelenler tarafından kurulmuş ocaklardır. Bazıları da asıl ocakların dedelerin tarafından vekil tayin edilmiş ancak, sonradan “ocak” olduğunu iddia etmişler.


Merhum araştırmacı yazar Nejat Birdoğan,ın dediği gibi; gerek Anadolu Selçuklu sultanı Alaadin Keykubat, gerekse Osmanlı padişahları tarafından verilen ayrıcalıklardan yararlanmak için, kurulmuş olan hayali ocaklar ve hakiki dedeler tarafından tayin edilmiş (görevlendirilmiş) “vekil dedeler” veya onların torunları tarafından kurulmuş sahte “ocaklar” da vardır.


Gerçek ocaklarla hayali ocaklar veya vekil ocakları ayırt etmek çok zordur. Elimizde yazılı kaynaklar da çok azdır. Kimi yazılı belgeler de hala bazı ocak mensupları tarafından saklanmakta ve açığa çıkarılmamaktadır. Bunun nedeni biraz da Osmanlı döneminde Aleviler üzerinde kurulan ağır baskılardan gelmektedir.


Alevilikte ocağın başında “Dede” bulunur. Dede olmadan gülbenk bağlanmaz, cem yapılmaz. Bu yetkiler dede’ye aittir. Dedeler, silsile takip edilerek gelirler. Ancak, Alevilikte imamlık, pirlik, mutlak surette babadan oğula geçmez. Ölen Pir’in o görevi yapmaya ehil büyük oğlu varsa, Pirlik ona geçer. Büyük oğlu bu göreve ehil değilse, Pirlik diğer oğluna geçer. O da ehil değilse veya erkek çocuk yoksa, en yakın akrabadan ehil olana geçer.


Seyyidlerin (Ehl-i Beyt) tarihinde bunun örnekleri çoktur. Öeneğin; imam Hasan zehirlenerek öldürülünce, oğulları olduğu halde imamlık, kardeşi imam Hüseyin’e verilmiştir. Keza imam Cafer’in yerine büyük oğlu Seyyid İsmail’in oğlu Seyyid Muhammed getirilmeyip, imam Cafer’in ikinci oğlu imam Musai Kazım getirilmiştir. Yine imam Asker’in öldürülmesinden sonra, henüz dört yaşındaki oğlu imam Mehdi’de ortadan kaybolunca, Nişabur da ki Dergah’ın başına imam Taki’nin torunu Seyyid Muhammed getirilmiştir. Yine Nişabur Dergahı’nın son Piri olan Seyyid İlyas, büyük isyanda (1240) Amasya’da asılınca, oğlu olduğu halde Anadolu’da ki Erenler, onun yerine Hacı Bektaş Veli’yi getirmişlerdir.


Alevilikte temel bir kavram vardır: “el ele, el de Hakka varır”. Hiç bir Seyyid kendini “Ben en büyük pirim” diye ilan edemez. Pirlik, her ne kadar babadan oğula geçse de, ehil olmayana da bu görev verilmez. Seyyidler arasında demokratik bir konrol makanizması vardır. Hatta post sahibi ocakzadeler kendi içinde bu kuralı işletirler. Pir postu’nda oturan dede vefaat ettiğinde, evlatları bu görevi yürütmeye ehil değillerse, pirlik, ehli olan yakın akrabaya geçer. Veya dedelik makamında oturan zat, bir suç işlemişse, düşkün duruma düşmüşse, kendi içinde o kişi görevden uzaklaştırılır.


Ne var ki; bu yarı demokratik kural, çoğu zaman işletilememiştir. Egemen güçler, Emeviler’den başlayarak Osmanlı’ya dek bu soydan hep korkmuş, bu soyu hiç rahat bırakmamışlardır. Bu soy, tarih boyunca takibe uğramış, sürülmüş, katledilmiştir. O nedenle de kurallarını çoğu zaman yaşama geçirememiş veya gizlilik (illegalite) koşulları altında işletebilmiştir.


Düşkünlüklerin kaldırılması, suçların bağışlanması, kişinin ikrarı ve dedenin niyazi ile olur. Suçların kaldırılmasında karar merci dededir. Dedelerin bulunmadığı, uzun süre ulaşamadığı Alevi köylerinde, dedenin belirlediği “vekil dede” bulunur.


Dede mürşittir. Tüm ocağa bağlı olanları yönetir. Bektaşilikte tek ocak mevcuttur. Bütün alt ocaklar (şubeler), “dergah” denen “Hacı Bektaş Veli ocağı”na bağlıdır. Bu alt ocaklar (şubeler), “Babalar” tarafından yönetilirler. Babalar, Ehl-i Beyt, yani Seyyid olmayabilirler. Bunlar seçimle veya atama ile gelirler.


Bu araştırmamızda kaynakların elverdiği kadar bu ocakları ve ulu pirlerini aktaracağız. Kimileri, yüzlerle ifade edilen ocak olduğunu ileri sürmektedirler. Örneğin Ali Yaman; Yüksek lisans ve doktora çalışmasında 201 adet ocak ismi yazmıştır ki, bunların bir çoğu değişik isimlerle anılan aynı ocaklardır veya halk arasında “Evliya” olarak bilinen birer yatır ismidir.


Bizim tesbit edebildiğimiz gerçek, hayali veya vekil ocaklar. Hacı Bektaşı Veli dergahı bu ocakların başında gelmektedir. Çünkü bu “ocak” veya “dergah”, Horasan Nişabur’dan bu yana devam eden “imamlık” veya “baş pirlik” geleneğinin, Seyyid baba İlyasın 1240 yılındaki “Baba İshak” isyanında asılmasından sonraki temsilcisidir.


Yazar Nejat Birdoğan’ın da bahisettiği gibi, kimi ocaklar, ondan bağımsız olduğunu, oraya bağlı olmadıklarını iddia etseler de bu doğru değildir. Geleneklere göre bütün ocakların oraya bağlı olması gerekir ve öyledir de.

=Seyyid Hakkı=

Kaynak: Veli Saltık-Alevi ocakları  

Alevilikte Inanç - Seyyid Hakkı sayfamızı önerelim ve yönlendirelim. * YouTube, Alevilikte inanç-Seyyid Hakkı kanalımız: https://www.youtube.com/user/YediDeryaSohbeti62 * YouTube, Hakk Dergahı TV kanalımız: https://www.youtube.com/@hakkdergahitv8618 * Facebook, Hakk Dergahı muhabbet grubumuz: https://www.facebook.com/groups/244039227002241 * Fcebook, Hakk Dergahı Ilim Irşad sayfamız; https://www.facebook.com/profile.php?id=100057353323519 * WEB sayfamız, Alevilikte Inanç-Seyyid Hakkı; https://www.alevilikte-inanc.de/ * Facebook, Seyyid Hakkı özel sayfamız; https://www.facebook.com/SeyyidHakkiAL/ Aşk ile Canlar...